24 Kasım 2014 Pazartesi

hoşçakal içinde çakallıkları barındıran bir cümledir ikili ilişkilerde.



Örneğin; sevgilinizle küçük bir tartışma yaşadınız hemen ardından bir mesaj alırsınız ‘’artık sen bana tahammül edemiyorsun, Hoşçakal’’, ‘’ sen beni eskisi kadar sevmiyorsun, hoşçakal’’, ‘’seni daha fazla üzmek istemiyorum, Hoşçakal’’, ‘’senden nefret ediyorum, hoşçakal’’, ’’ben gidiyorum ama mutlu olmanı istiyorum, hoşçakal’’ vs. vs.
Yahut da telefon da konuşuyorsunuzdur biri diğerinin söylediğine alınır. Önce derin bir suskunluk ardından ‘’konuşmak istemiyorum, hoşçakal’’, ‘’seni kırmak istemiyorum, hoşçakal’’. Hele ki sesiniz biraz yükselmeye dursun ‘’seni dinlemiyorum, hoşçakal’’. Eğer kapaklı bir telefon kullanıyorsa partneriniz yandınız. Önce bir şlapp sesi (eskiden bu sesin adı çatt dı) ardından dıt dıt sinyaliyle beyninizde eko yapan bir ses haline gelir hoşça kal.
Ya da suratınıza pat diye kapanan bir kapının hemen öncesinde en son duyacağınız cümledir hoşça kal.

Yahu benim hoş kalmamı istiyorsan bir kere neden olur olmaz triplere giriyorsun? Neden telefonu ya da kapıyı suratıma çarpıyorsun? Yahu neden terk ediyorsun? Eğer bütün bunları yapıyorsan neden hoşça kal diyorsun?
Sana ne benim nasıl kalacağımdan. İster hoş kalırım ister boş. İster zil takıp oynarım istersem yas tutarım. Sen gitsene yoluna sana ne arkadaşım?
Kaldı ki hangi hoşça kal diye veda edenin gidebildiğini yazmıştır koca tarih?
Yahu kim gidebilmiş söylesenize hoşça kal dedikten sonra ardına bakmadan?
En derin ve duygusal adamlar olarak anılan şairler bile hoşça kal dedikleri hangi sevgiliyi gömebilmiştir? ‘’seni içimden terk ediyorum’’, diyen Kahraman Tazeoğlu gidebilseydi eğer o sayfalarca şiir yazılabilir miydi? Şairin yüreklisi de hoşça kal diyemez ki zaten.
En fazla ‘’içimde ölürsün’’ der mesela. ‘’Kuru bir yaprak gibi eline düştü, istersen rüzgâra salıver gitsin’’, der Necip Fazıl gibi. Ya da ‘’ vur bitsin’’, der İbrahim Sadri gibi, öyle terk eder.

Hiç kimse kandırmasın kendini, hoşça kal içinde çakallıkları barındıran bir cümledir ikili ilişkilerde.
Hoşça kal= blöftür
Hoşça kal= tehdittir
Hoşça kal= korkaklıktır
Hoşça kal= kurnazlıktır
Hoşça kal= şeytanlıktır
Hoşça kal= basitliktir
Aslında hiçbir yere gidemeyeceğinin yegâne göstergesidir.
Kaldı ki gitmeye karar vermiş ise muhatabınız sizin nasıl kalacağınız aslında çokta umurunda değildir zaten (sadece vicdanına dokunan yanlar hariç. Varsa tabii vicdanı)
Haydi, umurundasınız diye iyimser bir tablo çizelim.
Her halükarda gerçekten giden asla hoşça kal demez. Umurunda değilseniz buna gerek görmez. Umurunda iseniz yüreği kaldırmaz yine diyemez.

Hâsılıkelâm
Her yanınızda duranı sizinle zannetmeyin. Kulak verin yüreğine. Eğer yüreğinizle aynı ritim de atmıyorsa yüreği, ağır ağır yol almaya başlamıştır partneriniz. Milim milim eksilir de farkında olmazsınız. Bir gün bakmışsınız ki yerinde yeller esiyor.
Unutmayın sessiz sedasız gider gerçekten giden.
Çakallardır hoş/çakal vedaları eden

Rukiye Küçük





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder