14 Kasım 2014 Cuma

Bilgelik





"Ne bilgeler bilgeliği ararlar, ne de bilgisizler bilgeliğin ardına

düşerler." Sokrates

Bilgelik nedir? Bilgililik midir? Bilgi büyük bir güçtür ancak, bilgelik bu gücün kullanılması, hayata uygulanması ve başkalarına aktarılmasıdır. Diğer bir söylem ile bilgelik, tümüyle nesnel olan "bilgi" ile öznel sayılabilen "erdem"in birleşiminden oluşan olgunluk ve insanın öz varlığını bilmesinden doğan bir içsel
aydınlıktır.

Herkes doğuştan zeki, cesaretli, girişimci, sosyal ve uyumlu olabilir ama kimse doğuştan bilge olamaz. Bilgelik arayışı, bir kimsenin, kendi güçlerini kullanmasının arayışı da olduğundan, çok soylu bir çabadır.

Eğer bir kimse, güçlü ve zayıf noktalarının bilincine varmışsa, öz güveninin arttığını hissediyorsa, engelleri aşarken ahlak kurallarını çiğnemiyorsa, bilgelik yolunda önemli mesafeler almış demektir. Bu durumda da işi bitmiş değildir. Bilgelik yolculuğu bir süreçtir, bir noktaya varmakla bitmez. .

Birtakım bilgileri hafızaya yerleştirmek, kişiyi bilgelik yoluna götürmez. Hatta öyle bilgiler vardır ki, kişiyi bilge yapmak bir yana,bu bilgiler onun için sadece bir yüktür. Bu yüzden bilge insan,kendine faydası dokunmayacak bilgi ile ona gerekli olan bilgi arasındaki farkı bilebilendir. Ama bir bilgin öyle değil... Çoğu
bilgin taşımakta olduğu gereksiz bilgiler yüzünden bilgeliğe yönelemez.

Olgunluk ve yaşlanma arasında çok önemli ve büyük bir fark vardır ve insanların kafası, bu konuda hep karışık kalmıştır. İnsanlar,yaşlanmanın olgunlaşmak olduğunu zannederler, ancak yaşlanma bedene ait bir olgudur. Herkes yaşlanıyor, herkes ihtiyarlayacak ama olgunluk her zamanda yaşla paralel ilerlemiyor. Olgunluk, içsel bir gelişimdir.



Bilgelik, ruh ve sezgiyle de ilgili bir durumdur ve aklı kullanarak olgunlaştıkça gelişir. Netice itibariyle, önemli olan yaşlanmadan bilge olabilmektir.














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder