23 Mayıs 2015 Cumartesi

Yaşasın 8 Mart!

Bir asrın geçtiği kadın mücadelesinde, kapitalizmin yarattığı vahşi sömürü düzeninin kadın emeği üzerindeki sömürüsü ve şiddeti her geçen gün artıyor.
Emekçi kadınlar hem işte hem evde emekleri görünmez kılınıyor, cinsiyete dayalı iş bölümü ve ayrımcılık devam ediyor.
Artık bir kamu politikası haline gelen sosyal güvencesizlik politikası ve sosyal devletin çökertilmesi, kadınların aileye ve eşe olan ekonomik bağımlılıklarını pekiştiriyor.
Bunun yanında ülkemizde her gün en az 5 kadın erkekler tarafından namus, iffet, ahlak gibi gerekçelerle öldürülüyor…Yoksulluk giderek ‘kadınlaşıyor’, yeryüzünde mutlak yoksulluk sınırındaki 1.5 milyar kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor,
işlerin yüzde 60’ını kadınlar yapıyor, toplam gelirin sadece yüzde 10’ununu alabiliyor.
Tüm bu gerçeklikler bile kadının toplumsal, ekonomik ve sosyal yaşam içerisindeki yerini açıkça göstermektedir.
İşçi sınıfının tarih sahnesine çıktığı günden bugüne kadın-erkek el ele mücadelenin içinde birlikte yürümüş, demokrasi, eşitlik, özgürlük mücadelesini yükseltmiştir.
Unutulmamalıdır ki kadın emekçilerin olmadığı, içinde yer almadığı hiçbir haklı mücadele kazanılamaz. Kadını dışlayan, onu birlikte düşünme, birlikte üretme, birlikte eşit ve insanca yaşama süreçlerinden kopartan her türlü uygulama ve anlayışlara karşı, kendini insan tanımlayan herkesin gelecek güzel günler için yan yana gelme, birlikte mücadele etmeleri kaçınılmaz zorunluluktur.
Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplum yaratılması mümkün değildir.
”İnsan ırkı iki kanatlı bir kuştur, bir kanadı kadınlar, diğeri erkekler ve her iki kanatta eşit düzeyde gelişmedikçe, insan ırkı uçamayacaktır.”
Yaşasın
“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’
Yaşasın Emekçi Kadın Dayanışması…!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder